Vücut sıvı ve elektrolit dengesini belirlemek amacıyla yapılır.
Elektrolitler
Rutin sağlık taramasının bir parçası olarak, doktorunuz, elektrolitlerden birinin (genelde sodyum veya potasyum) fazlalığından veya eksikliğinden şüphelenirse veya asit-baz bozukluğundan şüphelenirse bu test yapılır.
Koldaki bir damardan (venden) kan numunesi alınır.
Hayır
-
Nasıl kullanılır?
Elektrolit paneli sıklıkla ya rutinin bir parçası veya temel metabolik panel veya da kapsamlı metabolik panelin bir bileşeni olarak istenir. Elektrolit veya asit-baz bozukluğunu tayin etmek ve de organların fonksiyonunu etkileyen bir bozukluğun tedavisini takip etmek için kullanılır. Elektrolit ve asit-baz bozuklukları pek çok akut ve kronik hastalıklarla birlikte görülebileceğinden elektrolit paneli genellikle hastanede yatan ve de acil servise gelen hastalardan istenir.
Eğer hastanın sodyum veya potasyum gibi tek bir elektrolit değeri yüksek veya düşükse, doktor o elektrolitin tekrarını isteyebilir ve düzelene kadar takip eder. Eğer hastanın asit-baz bozukluğu varsa, doktor bozukluğun ciddiyetini değerlendirmeye yardımcı olmak ve tedaviye cevabı takip etmek amacıyla atardamar kan örneğindeki pH, oksijen ve karbondioksit seviyelerini ölçen kan gazları testini isteyebilir.
-
Ne zaman istenir?
Rutin taramanın bir parçası olarak ya da hastanın ödem, bulantı, halsizlik, konfüzyon gibi belirtileri olduğunda veya da kardiyak aritmilerde teşhise yönelik istenebilir. Hastanın akut veya kronik bir hastalığı olduğunda, sıklıkla elektrolit bozukluğuna yol açan bir hastalığı olduğunda veya buna yol açan bir ilaç kullandığı durumlarda ise düzenli aralıklarla istenir. Elektrolitler yüksek kan basıncı(hipertansiyon), kalp yetmezliği, ve karaciğer ve böbrek hastalığı gibi hastalıkları kapsayan bazı problemlerin tedavi ve takiplerinde sıklıkla kullanılır. .
-
Test sonucu ne anlama gelir?
Elektrolit seviyeleri diyet ile alınandan, vücuttaki su miktarından ve böbreklerden atılan elektrolit miktarından etkilenir.Ayrıca sodyumu muhafaza edip potasyumun kaybını arttıran aldosteron ve sodyumun böbrekten kaybını arttıran natriüretik peptidler gibi bileşiklerden de etkilenir.
Bazı spesifik hastalıklarda da bir ya da daha fazla elektrolit anormal konsantrasyonda olabilir. Doktorunuz genel dengeye bakacak ama özellikle sodyum ve potasyum değerleri ile ilgilenecektir. Mesela böbrek fonksiyonları iyi olmayan kişilerin vücutlarındaki fazla sıvı tutulumu sodyum ve kloru seyreltip normal konsantrasyonlarının altına düşmelerine sebep olabilir. Ciddi sıvı kaybı yaşayan kişilerde potasyum, sodyum, ve klor da artış görülebilir. Bazı kalp hastalıklarında, kas ve sinir problemlerinde ve diyabette bir ya da daha fazla anormal elektrolit seviyeleri olabilir.
Hangi elektrolitte bozukluk olduğunu bilmek doktorunuza sebebi bulmada ve uygun bir tedaviyi belirlemede yardımcı olabilir. Eğer tedavi edilmezse, elektrolit bozuklukları baş dönmesi, kramplar,düzensiz kalp atışı ve muhtemel bir ölüme yol açabilir.
-
Bilmem gereken başka bir şey var mı?
Hangi elektrolitte ya da elektrolitlerde ne derecede bir bozukluk olmasına bağlı olarak, tedavi, diyetinizdeki tuz alımını azaltmayı, elektrolit konsantrasyonunu seyreltmek için sıvı alımını arttırmayı, diuretik, almayı ve bozukluğu tedavi edici ilaç kullanımını içerebilir. Tedavi başladıktan sonra tedavinin nasıl gittiğini görmek ve bozukluğun bir daha tekrarlamadığından emin olmak için düzenli aralıklarla testin tekrarı istenebilir.
Potasyum seviyeleri, bazı farklı örnek alımı ya da işlem sürecindeki hatalardan dolayı yanlış olarak yüksek çıkabilir. Eğer kanınızın alınmasıyla ilgili bir şüphe varsa, doktorunuz sonuçları doğrulamak için testin tekrarını isteyebilir.
Anabolik steroidler, kortikosteroidler, laksatifler, öksürük ilaçları ve doğum kontrol hapları sodyum seviyelerini yükseltebilir. Diüretik, karbamazepin ve trisiklik antidepresanlar gibi ilaçlar ise sodyum seviyelerini düşürebilir.
Sodyumun kan seviyelerini etkileyen ilaçlar klor seviyelerinde de değişikliğe yol açacaktır. Ayrıca büyük miktarlarda sodyum bikarbonat ya da önerilenden çok daha fazla antasit düşük klor seviyelerine neden olur.
Fludrokortizon, barbituratlar, bikarbonatlar, hidrokortizon,loop diüretikleri ve steroidler gibi ilaçlar bikarbonat (toplam CO2) seviyelerini yükseltebilir. Bikarbonatı azaltan ilaçlar arasında ise metisilin, nitrofurantoin, tetrasiklin, tiazid diüretikleri ve triamteren vardır.
-
Anyon açığı nedir?
Anyon açığı (AA) elektrolit paneli sonuçlarını kullanarak hesaplanan bir değerdir. Anyon açığı olan ve anyon açığı olmayan metabolik asidozun ayrımında kullanılır. Asidoz vücutta fazla olan asidi tarifler ki bu da pek çok hücre fonksiyonunu bozabilir ve gerçekleştiği takdirde mümkün olan en kısa sürede belirlenmesi gerekir. AA sıklıkla hastanede ve/veya acilde teşhise yardımcı olmak ve akut durumdaki hastaları takip etmek amacıyla kullanılır. Eğer anyon açığı olan metabolik asidoz gelişirse, AA tedavinin etkinliğinin ve altta yatan hastalığın takibine yardımcı olması açısından kullanılabilir.
Anyon açığı, kanın sıvı kısmındaki ölçülen ve ölçülmeyen elektrik yüklü parçacıkların (iyon ya da elektrolit) arasındaki farkı ölçer. Elektriksel nötralite prensibine göre pozitif iyonların (katyonlar) sayısı ile negatif iyonların (anyonlar) sayısı eşit olmalıdır. Buna karşın rutinde tüm iyonlar ölçülmez. Hesaplanan AA sonucu, ölçülmeyen iyonları temsil eder ve esas olarak anyonları kapsar. Bundan dolayı “anion gap'' adını alır. En çok kullanılan formül aşağıdaki gibidir;
Anyon Açığı(AA) = Sodyum - (Klor + Bikarbonat [toplam CO2])
Ancak başka AA formülleri de mevcut olduğundan dolayı referans değerleri değişebilir.Her laboratuar kullandığı formüle göre kendi normal aralığını belirler.
Anyon açığı spesifik değildir.Anyon açığı olan metabolik asidozun göstergesi olarak ölçülmeyen anyon sayısı arttığı zaman artar ama doktora bozukluğun sebebi ile ilgili bir bilgi vermez. Metabolik asidoz asit-baz dengesini düzeltmek amacıyla tedavi edilmelidir ama altta yatan nedenin de ayrıca tespit edilip tedavi edilmesi gerekmektedir. Nedenler arasında kontrolsüz diyabet, açlık, böbrek hasarı ve antifriz, aşırı miktarda aspirin, ya da metanol gibi toksik potansiyeli olan maddelerin alımı sayılabilir. Aynı zamanda düşük anyon açığı da görülebilir. Bu durum en çok düşük albumin (hem anyon hem de protein) ve yüksek immünoglobülin seviyelerinde görülür.